Tayland ( Phuket - Phi Phi - Koh Samui _ Koh Phangan )

Thailand ın En Ünlü Adaları
( Phuket - Phi Phi - Koh Samui - Koh Phangan )
                 Daha önce ki Thailand gezimde Bangkok ve Pattaya da bulunmuştum... Bangkok ile Pattaya arasında kalan Sri Racha yı ve birkaç sehrini daha gezme imkanım olsa bile adaları gezmeye yeterince vaktim olmadı... Bu seyahat planımı adalara gore planladım ve en onemli adaları bu ikinci Thailand seyahatimde  doyasıya gezdim ve gördüğüm bilgi edindiğim bir çok konuda notlar alarak bazılarını günlük olarak sizlerle paylaşmak istedim...
11 NİSAN 2010 ( İstanbul - Singapur - Phuket )
Saat 13.30 da Singapur Havayolları ile İstanbul dan Dubai-Singapur ve daha sonra Phuket e yolculuğum başladı... İstanbuldan Dubai ye geldiğimde hava henüz kararmamıştı ve Dubai uçaktan harika görünüyor. Dubai havaalanında uçaktan inmeden yaklaşık 1 saat bekledikten sonra yolculuğumuz devam ediyor ve 12 Nisan sabahı Singapur a iniyoruz... Sabahın ilk saatlerinde yine Singapur uçaktan mükemmel bir görüntü ile kendini gosteriyor... 
Singapur Changi Havaalanından aktarma olan Silkair Havayolları ile yaklaşık 1,5 saat yolculuğun ardından Thailand ın en ünlü adası olan Phuket e geldim... 
Sırtımda bir sırt çantası ve Thailand dayım...
 12 NİSAN 2010 ( PHUKET )
Phuket Thailand ın en ünlü ve en büyük adası... Aslında ada olmasına rağmen sonradan Thailand a köprü ile bağlanmasından dolayı artık tam bir ada sayılmaz. Adanın dört bir yanı çok ünlü sahillerle dolu... Ben seçimimi Patong Beach ten yana kullanıyorum ve Havaalanından minibüs ile Patong Beach e geldim. Sahilin bir arka sokağında merkeze de yakın bir otel kiraladım... Ucuz ve kötü bir otel. Sahile inip bir an önce deniz e girmeliyim. Deniz çok sıcak, biraz denizde vakit geçiriyorum sonra dinlenmeye odama, daha sonra da akşamüstü Patong Beach te bir tur atmaya çıkıyorum. Ama bir sürpriz bekliyor beni... Bugün SONGKRAN gunu başlıyormuş ve 3 gun süreyle herkes birbirini sırılsıklam ıslatıyor... Hemde deliler gibi, su tabancaları, kovalar, pet şişeler ve hortumlarla. Festival beni hiç sarmadı, alışamadım... Her tarafım sırılsıklam... Kameram ve Fotoğraf makinam da nasibini aldı. Yarın sabah bir başka ada Phi Phi ye gitmek üzere akşam dan biletimi aldım...  
13 NİSAN 2010 ( Phi Phi Island )     
Sabah 6.30 kalktım ve hazırlandım. 7 de otelden bir minibusle alınarak Phuket Town a Phi Phi ye gidecek vapur iskelesine geldik. Buradan da lüks bir vapurla Phi Phi adalarına...Phi Phi Island Leonardo Di Caprio nun The Beach filmini çektiği filmiyle ünlenmiş bembeyaz kumları ve turkuaz renkli deniziyle yeşillikler içerisinde bir tropik ada... Yolculuk 1.5 saat sürüyor. Tüm sırtçantalı gezginler sanki burada toplanmış. Phi Phi adasına geldinizde Ada ya giriş ücreti 20 Baht veriyorsunuz... Yaklaşık 1 TL gibi ucuz bir rakam... Adanın görünümü muhteşem. Otel bulmakta zorlanmıyorsunuz, girişte otel ve turlar için office ler var. Yine sırtçantalı turistlere göre ucuz bir otel buldum... her tarafa yakın... sahile ve iskeleye 100 er metre yok. Yine ben doğğğru denize :)) Deniz mükemmel, ada çok iyi ve herşey yolunda... Günüm biraz denizde ve sahilde, daha sonra yine elimde makinalarım adayı keşfetmekle ve fotoğraf çekmekle geçti. Yarın a Tropik adalar için bir tekne gezisi turu aldım. Gece sahilde party var... 1 saat kadar oradaydım... Herkes deliler gibi eğleniyor...
14 NİSAN 2010 ( Phi Phi Island )
Sabah 10.30 gibi kalkıp tur için iskele kenarındayım. 11 de başlayan Tekne ile adalar turunda ilk önce 1o dakikalık bir ilerlemenin ardından Snorkelle dalış yapıyoruz. Denizin dibi mercan kayalıkları  ve binbir çeşit balık ve kolonileriyle tam bir görsel şölen... Daha sonra Bambo Adasında 1 saat bir yemek ve dinlenme zamanı, ardından tekrar başka bir yerde tekrar şnorkelle dalış yaptık.. Yine denizin dibi akvaryum gibi... Monkey Beach e geldiğimizde hiçbir yabani maymun görmedim :) ama orada da snorkel takımlarını alarak tek başıma dalış yaptım. Daha sonra Maya Beach te dalış ve iyi bir yorgunlukla günbatımını denizde izleyerek mükemmel ve rüya gibi bir günü geride bıraktım. Yalnız iskeleye geldiğimizde tekneden indiğimde farkettim ki indiğimiz yer sabah tekneye bindiğimiz yerin en az 30 m gerisinde idi.. Yani bu bir Med - Cezir ( Gel-Git ) olayı idi. Deniz resmen geri çekilmişti... Bunu hissetmek te ayrı bir olay. Artık bu gece Phi Phi Island da son gecem di ve yarın Ko Samui Adasına gitmek üzere bileti mi aldım.  
 15 NİSAN 2010 ( KOH SAMUI )
Sabah 09.35 te kalktım. Phi Phi iskelesinden vapurla Krabi' ye oradan otobüsle Surathani' ye ve oradan da başka bir vapurla Koh Samuı Adası na geldim...Hindistan cevizi ve palmiye ağaçları ile kaplı Samui adası en güzel mavi, en güzel yeşil ve eşsiz doğası ile Cennet Adası olarak ta biliniyor. Hiçbir yapının bir Hindistan cevizi veya Palmiye ağacının boyunu geçmediği bu adada aradığınız herşeyi fazlasıyla bulabilirsiniz.  Chaweng Beach ve Lamai Beach adanın en popüler bölgeleri.. 
    Ben adaya iner inmez Thailand da çok yaygın bir şekilde olan Taksi olarak kullanılan bir pick up ın arkasında Chaweng Beach e gidiyorum.Taksici herkesi tam Chaweng Beach in kalbinde bırakıyor.Kendisine yine ucuz bir otel i nerede bulabilirim diye sorduğumda şu araya bak diyor.Çok şanslıyım ilk sorduğum otel de aradığım gibi bir Bungalow mevcut.7 numaralı Bungalow' a yerleşiyorum. Otelin ismi Lucky Mother ve sahile sıfır bir konumda... Akşam biraz gezinti ye çıkıyorum. Burası harika bir yer, gerçekten cennet gibi.
 16 NİSAN 2010  ( KOH SAMUI )
Öğlene doğru sahildeyim.Bütün gün denizin ve sahilin tadını çıkardım.Bol bol dinlendim. Kaldığım bungalow da çok rahat ettim.Yarın için bir tur aldım. Yarın Safari var. Akşam Chaweng te dolaşırken Iguana ve Maymun larıyla turistlere para karşılığı fotoğraf çeken iki kişiyle tanıştım. Para konusunda ilk önce pazarlık yaptım. Benim fotoğraf makinamı kullanarak Iguana ve Maymunla fotoğraflarımı çektiler.Daha sonra ödemeyi birşeyler hissettiğimden mi bilmiyorum, ilk pazarlıksız onların istediği paradan yaptım.Çok sevindiler.Nereli olduğumu sorduklarında ve benim Türkiye den geldiğimi söylediğim an gözleri parladı her ikisininde. Benimle çok ilgiliydiler. Kendilerinin müslüman olduklarını söylediler.Türkiye yi de iyi biliyorlardı. Maymunun sahibi olanın adı Hassan, Iguananın sahibi olanın adı ise Muhammed di... Sonra karşılıklı olarak birlikte fotoğraf çekilmek istedik ve benim için de çok güzel seyahat anılarımdan biri olarak yerini aldı... 
 17 NİSAN 2010 ( KOH SAMUI )
Sabah 9.00 gibi bir Jeep ile otelden alındım... Toplam 2 İtalyan, 2 Belçikalı, 2 Boşnak ve ben tek olmak üzere 7 turist safari ye başladık.Boşnak olanın ismi Sergen, o da müslüman ve Türkiye de daha önce kalmış... ilk olarak Grand father & mother rocks kayalıklarına daha sonra Mumy Monk ( Mumya Rahip ) adlı tapınağa gittik. Ardından hayvanat bahçesinde Fil,maymun ve Timsah şovlarını izledik. Ben ise herkesten farklı olarak Cable Riding denilen çelik halatlarla ağaçtan ağaca geçiş olan aktiviteye katıldım. Anlatılmaz bir adrenalin ve heyecan... Ardından şelaleye gittik. Şelale de çok farklı ve doğal ama benden başka buz gibi sulara atlayan olmadı. Eee bunun adı safari. Ardından öğle yemeğinde Thai mutfağından yemekler yedik ve Sergen le et yememeye özen gösterdik. Yemekler de güzeldi. Yemekten sonra jeepin üzerinde Samui nin dağlarına çıktık ve Hindistan cevizleri ve Palmiyelerin arasından Magic Garden ( Sihirli Bahçe ) denilen içinde dere yatağı ve heykellerin olduğu sessiz ve gizemli bir havası olan bir çeşit tapınağa geldik. Burada bir süre kaldık ki burası da beni çok etkiledi. Dağın tam ViewPoint ( manzara noktası )ndan butun Samuı yi gordukten sonra Big Buddha yı ziyaret ettik ve turumuz akşam 18.00 gibi sona erdi. Son derece eğlenceli ve fantastik bir gün geride kaldı.  
 18 NİSAN 2010 ( KOH SAMUI )
Gece bir disco ya takılıyım dedim, bugün öğlene zor kalktım. Koh Samui de son günüm, bir program yok, kahvaltıyı sahilde yaptım. Tüm gün sahilde senzlongda dinlendim. Sahilde Thai masajı yaptırdım. Denize karşı insanın bütün yorgunluğu gidiyor... Akşam biras alışveriş falan... Yarın için Ko Phangan Island a gitmek için hazırım. 
 19 NİSAN 2010 ( KOH PHANGAN )
Yine bir tur office den aldığım biletle ilk önce Samui deki Big Buddha Pier e oradan buyuk bir tekneyle Ko Phangan adasına geliyoruz.. Tekneden iner inmez yine otel e müşteri kapmak için sizi karşılıyorlar. Kapı kapı otel aramak istemiyordum, birinin peşine takıldım beni bir otele götürdü. Sunset Street te Black & White isimli otel gayet güzel. fiyat ta da anlaşıyoruz. Artık bu sırtçantası beni iyice yoruyor. Odam şu ana kadar olanların en iyisi. Gunbatımı ve kelebek fotoğraflarım için son derece ideal.En unlu sahile yürüyerek 5 dakika.   Ko Phangan Island Full Moon Party leri ile ünlü Samui adasına tekneyle 40 dakika uzaklıkta çok daha farklı bir Tropikal ada. En önemli sahili HAAD RIN... Full Moon Party lerin yapıldığı bu sahil küçük ama geniş... Hiçbir şenzlong bulunmayan ve tamami ile doğal ve freedom olan bu sahil de çok farklı... Her gece sahilde party ve sabaha kadar eğlence var... 
20 NİSAN 2010 ( KOH PHANGAN )
Bugün akşama kadar sahildeyim. Haad Rin Beach çok güzel. Bol bol fotoğraf aldım. Akşam odamın önünde de kelebek fotoğrafları peşindeyim. Bugün şanslı günüm kelebek açısından. Bu gece bir otelde Pool Party var. Yine fotoğraf ve kamera çekimleri yaptım. Pool Party sarmadı beni. Oradan sahile Haad Rin e yürüdüm. Beach Party daha iyiydi.

21 NİSAN 2010 ( KOH PHANGAN )
Uyuyakalmışım.. Hızlı bir şekilde kalkıp otelden tamamen ayrıldım ve çantalarımı bir internet cafe ve tur office olan yere emanet bıraktım. 12 de Phangan Sahilleri tekne turuna katıldım. Tur güzel, sade ve eğlenceli. Akşam 18.00 da bitti. Tur bitiminde bol blo fotograf aldım ve adayı son bir kez dolaştım. Akşam ayrılıyorum. 22.00 da Surathani teknesi ne binerek, sabah ta Phuket e otobusle geçmek için taksi ile iskeleye geldik. Geceleme Tekne de :). Taksi bir toyata pick up, kullanan bir çocuk, yolda evine uğradık. Evinin olduğu yer Hindistan cevizleri altında yol kenarında güzel bi yerde. Arabadan içeri doğru baktım. Kalabalık ve dar görünüyor. Gemiye bindiğimde tam bir şok... İçeride sadece yataklar var. Çok kötü görünüyor. Nasıl uyuycam, hayatta uyuyamam. Çok sıradışı severim ama bu kadar da değil. Neyse sonradan Meksikalı olduğunu öğrendiğin bi çiftle ( Jerry ve Lorena ) ilk önce gemi hakkında daha sonra da koyu ve çok zevkli eğlenceli bir sohbet başlıyor.Birbirimize çabuk alıştık. Biras da olsa uyuduk tabii. sabah 04.00 gibi Surathani ye geldik.  
22 NİSAN 2010 ( PHUKET )
Surathani den otobüsle Phuket e varmam öğleden sonra 15.30 u buldu. Bu defa bir taksi motorsiklet ile Kata Beach e geldim. Yine oda bulmak zor olmadı. Tam merkez de temiz ve gzel bir otel buldum. Doğru yine sahile... Thailand da her sahil farklı farklı. Hepsinde denize girip fotoğraflar çekiyorum. Kata Beach te aynı şekilde çok iyi fotoğraflar aldım. Sonra da yarın için Phuket adalar turu na bilet.. Akşam eğlence hayatı çok yoğun olan Phuket Patong Beach e gittim. Gece hayatı çok yoğun. Bir diskoda eğlendim. Yine bi taksiyle otelime Kata Beach e geri döndüm.
23 NİSAN 2010 ( PHUKET )
Bugün adalar turu için sabah 09.00 da otelden aldılar beni. Sırasıyla Panak Island, Honk Island, Khıen ve Müslüman Adası ve Müslüman Villaları denilen Pan Ye Island and Villas ı, en son ise dünyaca ünlü James Bond Adasına gittik. Panak Island, Honk Island ve Khıen adalarına kano ve botlarla mağara tünellerinden geçerek girdik ve her bir ada tamamı ile vahşi yaşamdan birer örnek. Maymunlardan, uçan balıklara ve farklı farklı canlılara burada rastladım. Timsah yavrusu bile gördüm. Khıen adası ise tamamı ile Mango ağaçları ile kaplı ve botla aralarından sular arasından geçmek tam bir amazon un içindeymişsiniz hissi veriyor insana.. En çok ise suyun üzerinde Müslüman Villalarının olduğu Pan Yee de heyecanlandım. Adada yaklaşık 200 yıl kadar önce yerleşmiş ve su üzerine evlerini yapmış, nufusu 2500 civarında, geçimini balıkçılık ve hediyelik eşya satışlarından sağlayan Müslüman taylandlılar beni çok etkiledi. Dünyaca ünlü James Bond Island beni bu kadar etkilemedi. Adındanda anlaşılacağı üzere daha önce James Bond filminin burada çekilmesinden esinlenerek adına James Bond Island denilen ada son durağımızdı. Burada da çok eşsiz bir doğa var ve yine harika fotograflarla geri dönüyoruz. Akşama fırtına  çıkacağından dolayı biras erken bitti turumuz. Phuket Patong Beach e geldiğimizde hava kararmış ve yağmurluydu. Bu gece son gecem ve tekrar gel git de yapmamak için Patong Beach te kalmaya karar verdim. Beni Patong Beach ın en ünlü ve kalabalık caddesi olan Bang-La Road da bıraktılar ve burada yine çok kolay bir otel buldum ve şu ana kadar kaldığım en güzel ve lüks otel. En çok parayı da buraya verdim 800 Baht... Yaklaşık 40 TL civarında :))) Bugün ki tur ise muhteşem ve harikaydı... 
24 NİSAN 2010 ( PHUKET - SİNGAPUR - İSTANBUL )
Tayland ve Phuket teki son saatlerimde oteldeki odamda havaalanına gitmek üzere hazırlanırken çok talihsiz ve görünmez bir kaza geçirdim. Elimin üstünü boydan boya kestim. İlk müdahaleyi otelde yaptılar ve fazla vaktim olmadığı için havaalanında da dikiş attırabilirim düşüncesi ile elim sarılı Phuket Havaalanına geldim. Maalesef burada da dikiş atamadılar ve elimi pansuman ile tedavi edip sararak beni imza karşılığı uçağıma yönlendirdiler. Silk Air ile ilk önce Singapur a geldim. Singapur Changi havaalanında 5 saat gibi bekleme süresi son derece zevkli idi. Burada minik bir Singapur turu yapan Metrolarla Singapur da küçük bir gezi yapıyorsunuz. Havaalanında Botanik Garden, Butterfly Garden ve Cactus Garden adında 3 adet bahçe varki zamanın nasıl geçtiği anlaşılmıyor. Çoğu kelebek fotoğraflarımı burada yakaladığım Singapur dan da Singapore Airlines ile İstanbul a dönüyorum. 25 Nisan Sabahı 7 de İstanbul dayım... Elim mi ne oldu... Zaman aşımına uğradığı için Türkiye de de dikemediler.:))) Galiba bir iz bir Thailand Phuket hatırası kalacak...