Brezilya








BREZİLYA  ( Brasil )
   Güney Amerika nın en büyük ve en kalabalık ülkesi olan Brezilya, farklı bir kültüre sahip olmasının yanında gerek görsel açıdan gerek se muhteşem doğa manzaraları ve dunyaca ünlü plajları ile bende merak uyandıran, hep görmek istediğim bir yerdi. Biliyordum ki burada çok güzel yerler gezip fotoğraf portföyüme harika kareler ekleyebilirdim.
      Bayrağındaki sarı renk, altını, mavi renk denizi ve yeşil renk ise uçsuz bucaksız ormanlarını temsil eden Brezilya bu doğal kaynakları ile de son derece zengin bir ülke. Sportif başarılarına imrenerek baktığımız Brezilya daki yaşam da çok çok farklı...
     Ben gezi programımı Rio De Jenario ve Iguasu şehirlerini gezmek görmek, farklı kültürlerini tanımak ve eşsiz fotoğraf karelerini yakalayabilmek üzerine yaptım...
     02.04.2009 tarihinde Air France Havayolları ile İstanbul dan Paris e, oradan yine Air France ın başka bir uçağı ile Paris ten Rio de Jenario ya yolculuk devam ediyor... Ama ne yolculuk.. Paristen kalkışımızın hemen ardından uçaktaki kahve servisinde hostesin bir anlık dalgınlığı ile bir bardak kahve üzerime... :) inanamıyorum... Altımda beyaz keten bir pantalon bir anda sütlü kahve oldu :) ben hala gülüyorum halime... hostesler ellerinde peçete ile koşturuyorlar... 9 saat süren yolculuğun geriye kalan 8 saati altım kahve ıslaklığı ile 03 Nisan 2009 sabahı Rio Havaalanındayım. Ama daha bitmedi, bagajlar gelinceye kadar hala pantalon üzerimde ve çok güzel kahve kokuyorum....  
03 NİSAN 2009 ( Rio De Jenario )
Sabah 7.30 gibi havaalanından bir taksi ile Copacabana Plajı na daha önceden rezervasyon yaptığım California Othon Classic Otel e geliyoruz. Otelin konumu tam istediğim gibi... Hava ılık ve yağmurlu... Hafif hafif ama sıcak bir şekilde çisildiyor yağmur. Şehre alışamadım. Havaalanından şehre gelirken yollar gecekondu evleri ile dolu iken burada lüks ve ihtişamlı binalar mevcut... Rio Karnavalları ile ünlü dünyanın en güzel şehirlerinden bir tanesi. En önemli özelliği ise SAMBA... Copacabana Plajı ise buranın tam olarak kalbi. Turist akınına uğrayan bu kocaman plajda yazları hemen hemen yer bulmak neredeyse imkansız. Unutmadan Brezilya da yaz ayları Türkiye deki kış mevsimimize denk geliyor. Burada herkes 7 den 70 e spor yapıyor. Koşanlar, bisiklete binenler, kaykaycılar, sörf yapanlar, Plaj da voleybol ve futbol oynayanlar ve hatta amerikan futbolu bile oynayanlar var. Kafanızı ne tarafa çevirseniz mutlaka spor yapan birilerine rastlayacaksınız. Copacabananın hemen arka caddesi ise son derece işlek, kalabalık ve tehlikeli, dilenciler ve yankesiciler burada fazlasıyla mevcut. Fazla açılmamak gerekiyor. Sokak satıcıları ve isportacılar her yerde. Pazarlık şart. Bu arada Rio nun diğer önemli yerleri ise Corcovado Tepesi ( Kurtarıcı İsa Heykelinin olduğu dağ ), Sugar Loaf ( Tatlı Gezinti Dağı ) , Tijuca Ormanı, Maracana Stadyumu, Ipenama Plajı ve Lebnon. Kentin eski yapılarının ve tarihini olduğu Centro da bir diğer önemli noktasıdır.  
04 NİSAN 2009 ( Rio De Jenario )
Bugün Kurtarıcı İsa Heykeli ( Christo Redentor ) nin olduğu Corcovado Tepesine gitmek üzere Hotelin arka caddesinden bir otobuse biniyoruz. Şoföre gitmek istediğim yeri söylüyorum. Son durakta bırakıyor bizi. Oradan bir taksi ile Santa Maria dan çıkıyoruz. Geldiğimiz yer Tijuca Ormanı. Buradan giriş için bilet almak gerekiyor. Sonra minibüslerle en tepeye oradan da asansör veya yürüyen merdivenlerle 30 metrelik kollarını iki yana açmış devasa heykelin önüne geliyorsunuz. Muhteşem bir his burada olmak ve aynı zamanda manzara da inanılmaz. Ulaşım son derece kolay oldu. Hiçbir şey karışık değil. Herşey turistler için düşünülmüş ve düzenli.   Dev Heykel Christo Redentor olarak biliniyor. 1931 yılında dikilmiş olan heykel 5 yılda tamamlanmış ve yapımında beton ve sabuntaşı kullanılmıştır. Kente hakim bir noktada bulunan Christo Redentor adeta gelenleri kucaklıyor. Buradan Maracana Stadyumu ve diğer nokta yerler çok net ve farklı görülebiliyor. Tam karşıda ise Sugar Loaf Dağı var. Heykelin altında ise girişi arka taraftan olan küçük bir kilise mevcut. Burada bol bol fotoğraf ve kamera çekimi yapıyorum... Harika  bir gün...
05 NİSAN 2009 ( Rio De Jenario )
Kahvaltıdan sonra Copacabana dan 10 dakikalık bir yürüyüşle Ipenama Plajına geliyoruz. Burası da Rio nun bir diğer dünyaca ünlü plajı. Copacabana ve Ipenama Plajını nın tam ortasındaki Arpoador Kayalıkları dikkatimi çekiyor. Orası biraz farklı geldi. Plajı küçük ve kumsal harika. Deniz dalgalı ve herkes sörf yapıyor. Vakit burada da güzel geçiyor. Çağan burayı çok sevdi. Öğleden sonra Copacabana ya dönüyoruz. Pazar günü olması sebebi ile cadde trafiğe kapalı... Koskoca cadde yayaların hizmetinde ve müthiş kalabalık. Herkes burada. Oturan, dinlenen, spor yapan, kaykaycılar, bisiklete binenler, cins cins köpekleri ile yürüyüşe çıkanlar, yani piknik yeri gibi tam bir pazar havası hakim. İnsanlar Copacabana Caddesinin bir başından bir sonuna gidip geliyor. Bizde yürüyüş yapıyoruz. Atmosfer inanılmaz güzel. İnsan bir an yaşanılacak yer diyor içinden...
06 NİSAN 2009 ( Rio De Jenario )
Bugün Maracana Stadyumu ve Sugar Loaf Tepesi gezisi planlıyorum. Maracana Stadyumu 180.000 kişilik kapasitesi ile halen dünyanın en büyük stadyumu. Ancak şu andaki Fıfa standartları gereği 95.000 oturma kapasitesine çekilmiştir. 1950 yılında yapılan stadın açılış maçında Fenerbahçe nin eski teknik direktörlerinden DİDİ ilk gole imza atan oyuncudur. Yine Fenerbahçenin eski teknik direktörlerinden Arthur ZİCO ise Maracana Stadyumunda 333 gole imza atarak kırılması zor bir rekora imza atmıştır. Maracana Stadyumunda maç izleme imkanım olmasa da stadın yanına kadar giderek en azından stadı yakından da görme fırsatı buldum.
Sugar Loaf Dağı, Tatlı Gezinti Dağı anlamına gelmektedir. Copacabanadan otobusle 15-20 dakikalık bir yolculukla dağın önüne kadar geliyorsunuz. Son durakta bırakıyorlar sizi. Buradan az bir yürüyüşle Teleferiğe biniş noktasına varıyorsunuz. Bilet alımıyla dağa teleferikle çıkış başlıyor. Bu dimdik ve kayalardan oluşan dağa tırmanan dağcılar da farklı bir görüntü veriyor. Dağ iki kısımdan oluşuyor. Birinci kısım da biraz vakit geçirdikten sonra ikinci kısıma yine teleferikle çıkıyorsunuz. Burası daha yüksek daha ihtişamlı. Ama manzara her iki tarafta da muhteşem. Hava çok değişken. Çok tatlı ve hafif esinti var. İnsanı kendinden geçiriyor. Bazen sis bazen de güneş çıkıyor. Çok farklı bir hava var. Copacabana buradan harika görünüyor. Muhteşem fotoğraflar yakaladım. Dağda ki en güzel aktivite helikopterle şehir turu. Bende sınır yok aga... Balıklama atlıyorum... :) Helikopter dağın ikinci kısmındaki pistten direk Corcovado Tepesine uçuyor. Mükemmel fotoğraflar çektim Corcovado ve Christo Redentor e ait . Sırasıyla Rio nun üzerinden Ipenama, Arpoador ve Copacabana yı geçerek piste geri dönüyor... Pilot unda yardımıyla havadan Rio ve Plajlarının fotoğraflarını da yakaladım... Yaklaşık 250 harika poz. Tek kelimeyle muhteşem...
07 NİSAN 2009 ( Rio De Jenario )
Rio De Jenario daki son günümüz. Cobacabana ve Ipenama Sahillerinde dinlenerek ve denize girerek geçti tüm gün... Yarın sabah yolculuk Iguasu ya.. 
08 NİSAN 2009 ( Iguasu )
Sabah kahvaltı sonrası taksi ile havaalanına, buradan da Brezilya nın en meşhur havayolları olan TAM Havayolları ile Iguasu ya geliyoruz. Yolculuk 3.5 saat sürüyor. Tüm gün uçakta ve havaalanında geçti. Iguasu ya geldiğimizde hava artık kararmıştı. Havaalanından taksi ile şehre geliyoruz. Havaalanından itibaren Rio daki gibi bir trafik, bir insan kalabalığı, bir keşmekeş yok burada. Burası farklı görünüşü, sessiz sakinliği, yollarının bakımlı olması ve havası ile benim çok hoşuma gitti. 20 dakikalık bir yolculuğun ardından şehrin hemen girişinde taksicinin de yardımıyla bir otel buluyoruz. Yine çok şanslıyız. Otelin konumu merkeze 5 dakika uzaklıkta...
Iguasu, Brezilya nın güneyinde kendi halinde sessiz ve kalabalık olmayan ama turistik bir şehir. Burası, 9100 m3 lük düşen su miktarına göre dünyanın en büyük şelalelerine sahip. İrili ufaklı 275 adet şelaleden oluşan Iguasu Şelaleleri Amazondan sonra Güney Amerika nın 2 nci büyük nehri olan Rio Parana üzerinde ve 2.7 km lik bir alan içerisinde yer alıyor.  Iguasu, yerli Guarani dilinde Büyük Su anlamına geliyor. Bölgede Brezilya, Arjantin ve Paraguay ı ayıran bu şelale bir sınır olarak ta önemli bir noktadadır. Şelalenin karşılıklı her iki tarafında Brezilya ve Arjantin bayraklarının karşı karşıya dalgalandığını görebilirsiniz.  
09 NİSAN 2009 ( Iguasu )
Otelin olduğu sokağın başından bir otobüsle Iguasu Şelalelerine yola çıkıyoruz. Şelalelerden önce Bird Park ı görüp giriş yaptık. Park harika. İçeride Tropikal kuşları yakından görme ve dokunma imkanı buluyorsunuz. Güney Amerikanın simgesi Tukan Kuşları ve rengarenk papağanlarla içiçe doğadasınız. Mükemmel fotoğraflar objektifime takıldı yine... Boğa yılanı ile de fotoğraf çekildim. Bird parkın çıkışından yürüyerek 5 dakika mesafede Iguasu National Park a geliyorsunuz. Parka giriş ücreti verip otobüslerle şelalere doğru yol alıyorsunuz. Şelaleleri gördüğünüzde hayretler içerisinde kalıyorsunuz. İnanılmaz bir su kütlesi, korkunç bir ses ama anlatılamayacak kadar büyüleyici bir manzara... İnsan buradan ayrılmak istemiyor. Diğer ilginç olan burada Koati denilen bir cins hayvanın buranın simgesi olması. Koruma altındaki bu cins hayvanlar ortalıkta öylece dolaşıyorlar ve insanlara çok yakınlar. Iguasu şelalelerinde yine benim için en önemli ve konu ise farklı türdeki kelebekleri fotoğraflayabilmekti. Her yönüyle günümüz çok sıcak ama sürükleyici ve zevkli idi. Iguasu akşamları da tadında ve sakin bir tatil kasabası olarak bizi çok memnun etti.
10 NİSAN 2009 ( ARJANTİN )
Otelden aldığımız bilgilerle aynı otobus durağından her 40 dakika da bir geçen Arjantin otobüsü ile Arjantin e gitmeye karar verdik. Otobüs Arjantin sınırında duruyor ve bir pasaport işleminden sonra Arjantin e girmiş oluyorsunuz. Ülke değiştirmek çok değişik geldi bana ama ortamın birden değiştiğini fark ediyorsunuz. Yollar, evler ve Terminal bile çok farklı. Brezilyaya göre daha fakir ve bakımsız bir durum mevcut. Arjantin terminalide çok kötü. Şehirde biraz gezdikten sonra gümrük ve vergi uygulanmayan çok ucuz ürünlerin olduğu bir çeşit Free Shop ta gezdik ama bize uyan birşey bulamadık. Çok yorulduk ve yine bir otobüsle Brezilya ya Iguasu geldik. Bugün artık son günümüz. Türkiye ye yolculuk başlıyor...
11 NİSAN 2009
Sabah Iguasu dan TAM Havayolları ile Rio ya, Rio dan Air France ile Paris e ve Paris ten aktarma yine Air France Havayolları ile İstanbul a...  12 Nisan öğlene doğru nihayet İstanbul dayız. Hemen hemen 24 saattir yollardayız. Müthiş bir seyahat ama Türkiye yi çok özledim.