24 Ekim 2013 Perşembe

Paris te 2 Gün

DSC_3606 (Kopyala) 2013 yılında yapmış olduğum Avrupa turunda kısa kısa notlar almış, gitmek görmek isteyenler içinde basit ama faydalı seyahat bilgilerini ve şehirlerle ilgili önemli noktaları kendime göre değerlendirmiştim. Elbette neresi olursa olsun bir şehir bir – iki günde bitemezdi. Ancak her şeye rağmen en önemli uğrak noktaları ve mutlaka görülmesi gereken yerler listesi her zaman herkesin ilk ziyaret noktaları idi ve bende şehirleri kısaca bu özellikleri ile anlatmak istiyorum. Tabii ki dünyanın en çok ziyaret edilen ülkesi ve buranın başkendi Paris’ te benim için ilk sırada geliyor. Paris’e Brüksel üzerinden Eurolines otobüs firması ile geldiğimde ilk aklımda olan elbette Eyfel kulesi idi ve direk olarak metro ile Eyfel kulesinin olduğu bölgeye Trocadero Bölgesine geldim. Eyfel Kulesi benim için ve tabii ki tüm dünyanın kabul ettiği gibi Paris’ in kalbi idi ve hareket noktalarımı buraya göre planlayacaktım. Elimdeki şehir haritası ve  internet üzerinde okumuş olduğum bilgiler haricinde elimde hiç bir veri yoktu ve her zamanki gibi şehri yaşama zamanım gelmişti. Önemli noktaların başında diğer bir nokta ise Notre Dam Katedrali,  Louvre Müzesi , Concorde Meydanı, Şanzelize, Champ De Mars, Zafer takı, La Fayette bölgesi en önemli gezilecek ve ziyaret edilecek alanları idi. Birde ressamlar tepesi tabii ki.  Disneylanda ise apayrı bir konu açmak gerekiyordu ki burayı gezmek gerçekten daha fazla bir zaman diliminde olacak işti. Şimdi bu yazımda gidilecek önemli noktaları teker teker sizinle paylaşmaya ve bilgiler yazmaya çalışacağım.
 
EYFEL KULESİ
DSC_3704 (Kopyala)Eyfel Kulesi 1887 ile 1889 yılları arasında Gustave Eiffel’in firması tarafından, Fransız Devrimi’nin 100. yıl kutlamaları çerçevesinde düzenlenen Paris fuarının giriş kapısı olarak inşa edilmiştir. Kule sadece 20 yıl kalması için inşa edilmiş ancak 1909′da yıkılması gereken kule Atlantik ötesi haberleşmeye imkan tanıdığından kalmasına izin verilmiştir. Eyfel Kulesi 300 m yüksekliktedir. Zirvesindeki televizyon vericileri ile birlikte 27 m daha yükseklik kazandırır. Günümüzde yaygın olarak kullanılan çelik  yerine demirden  inşa edilmiş, özel teknikler sayesinde günümüze kadar sağlam olarak gelmiştir. Eyfel kulesi sadece bir kule olarak değil, etrafındaki geniş alan ve sosyal imkanları ile birlikte bir bütündür ve bu özelliği ile daha çok ilgi odağı olmuştur. Kuleye metro ile her mevkiden ulaşım  son derece kolaydır. Paris’ te elinizde bir metro hattı haritası olsun yeter. Daha sonrasında ise tek yapmamız gereken orada bulunmanın tadını çıkarmak ve istediğimiz yer ve açılardan bol bol fotoğraf çektirip, fotoğraflar çekmek..
 
CHAMP DE MARS
Eyfel Kulesinin yanında bulunan büyük ve yemyeşil alan olarak bilinir. Burası Eyfel Kulesini izlemek için ideal bir alan ve herkesin ortak ziyaret alanıdır. Benim de Paris akşamlarında zaman geçirdiğim, fotoğraflarımı çektiğim ve dinlenme imkanı bulduğum bir yerdir ve kalabalık olması ziyaretçilerin daha çok bu bölgede dinlenip eğlenmesine olanak sağlamaktadır. Bu arada şehri gezmek isteyenler için bulunan tur otobüsleri de Champ De Mars’ın bitimi konumundaki meydandan hareket etmektedir. Bu benim için de çok büyük kolaylık oldu diyebilirim.
 
NOTRE DAM KATEDRALİ
Meryem Ana’ya adanarak yapılan bu gotik katedral, Sein Nehri’nin ortasında ki Île de la Cité’nin doğu kısmında bulunur. Notre Dam Katedrali Paris’in sembollerinden biri haline gelmiştir. 19. yüzyılın başlarında yıkılma kararı alınan katedralin kurtarılması için ünlü Fransız yazar Victor Hugo “Notre Dame’ ın Kamburu” adlı romanı yazmıştır. Böylece halkın da desteğiyle yıkılmaktan kurtulmuştur. Katedralin önünde bulunan oturma alanlarında zamanı yaşayabilir, fotoğraf çekilebilir, etrafında bulunan cafe ve alışveriş dükkanlarından yararlanabilirsiniz. Ben sabah saatlerinde buradaydım ve o mistik havası beni çok etkiledi diyebilirim. Bu arada katedrale girmek ücretsiz.
 
LOUVRE MÜZESİ
DSC_3810 (Kopyala)1793′te açılan ve müze yapılan bina aynı zamanda Fransa’nın ilk devlet müzesidir. Piramit şeklindeki yapısı ile son derece dikkat çekici bir yapı olan Louvre müzesinde  La liberté,  guidant le peuple, Mona Lisa, Winged Victory of Samothrace ve Venus de Milo gibi birçok şaheser görülebilir. Sadece dış görünüşü bile insana bu sarayın harikuladeliğini gösterir. Mimarinin en muhteşem örneklerinden biridir ve Fransız usulü dik çatıları da dikkat çekicidir. Ben müzenin önünde ve etrafında çok güzel vakit geçirdim hatta işportacılardan çok hesaplı  Eyfel Kulesi Biblosu satın aldım. Ancak müzeye girme imkanını kalabalıktan dolayı tercih etmedim. Vakti olanlar için ise mutlaka tavsiye ederim.
 
ŞANZELİZE ( CHAMP ELEEYES )
Adını Yunan mitolojisinde cennet olarak gösterilen Elysion ovalarından almıştır. Paris’in en güzel caddesi olarak bilinir. Cadde, yukarı doğru çıkarsanız sizi Zafer Takı’na, aşağı doğru inerseniz sizi Concorde Meydanı’na çıkarır. Daha ilerde ise Jardin des Tuileries ve Louvre Müzesi vardır. Birçok gösterinin yapıldığı bu cadde adeta Paris’in kalbidir. İnanın Şanzelize den yukarı Zafer Takına doğru giderken sağa sola bakmaktan bir hayli yoruldum. Cadde bir hayli uzun, geniş ve etrafında bulunan törenler için konulduğunu düşündüğüm koltuk ve oturma alanları ile bir hayli ilginç.
 
 
CONCORDE MEYDANI
Şanzelize Caddesinin başında olan meydanın adıdır. Bordeaux şehrinin Quinconces Meydanından sonra Fransa’nın ikinci en büyük meydanıdır. İtalyan yazar, gazeteci ve diplomat olan Curzio Malaparte, “Concorde Meydanı meydan değil, aydınlıktır” demiştir. Paris’ te ne taraf gitmek isterseniz gidin bu meydan mutlaka göreceğiniz yerler arasındadır. Ben Şanzelize’ ye veya la Fayetta’ ya giderken bu meydandan defalarca geçtim ve artık ezberledim diyebilirim. Meydan da bulunan Dikilitaş ise bizim çok ta uzak olmadığımız bir mimaridir. Bu yönüyle Paris’ in ortasında bulunan bu Dikilitaş benim çok ilgimi çekti  ve beni çok değişik hayallere de götürdü diyebilirim.
 
ZAFER TAKI
DSC_3830 (Kopyala)Paris’i Paris yapan mimarilerden biri de Zafer Takı’dır. Şanzelize’nin (Champs Elysees) sonunda bulunur. Napolyon tarafından yaptırılmasına karar verilmiştir ama tarih içerisinde birçok nedenlerle bitirilmesi uzamıştır. 1806 da başlanan inşaatı 1836 da ancak bitmiş. 1940 da ölen Napolyonun mezarı Zafer Takının altından geçmiştir. Konumu son derece güzel bir yerde Şanzelize Caddesinin en üstünde bulunmaktadır. Caddenin sonunda yer altı geçitinden geçerek Zafer Takının içine ya da başka bir deyişle altına geçilebilir. Ben biraz buraya bu insanlar nereden geçtiler diye düşünsem de bulmak çok ta zor olmadı diyebilirim. Tek yapmam gereken altgeçidi bulabilmekti. :) Başka bir ilginç detay ise, burada bulunan alev 1923 yılından bu yana hiç sönmemektedir.
 
GALLERİES LA FAYETTE
Paris’in moda ve alışveriş merkezidir. La Fayette Galleries adı altında bulunan galerileri dünyaca meşhurdur. Bende tur otobüsü ile uğrayıp Galleries La Fayette içerisinde biraz gezdim ve alışveriş mağazalarını gezerek Paris’ in ünlü markalarını daha yakından görme imkanı buldum.
 
RESSAMLAR TEPESİ
Paris’ in en yüksek tepesi ama sadece rakım 130 dur. Ama Paris’ in ziyaret edilmesi gereken çok özel bir yeridir diyebilirim. Ressamlar tepesi sadece bir meydan olarak değil etrafında bulunan cafe ve alışveriş mekanları ile hem gündüz hem de akşam ziyaret edilebilecek bir mekandır. Akşam saatlerinde daha bir farklı havası olduğu düşüncesindeyim.
 
DİSNEYLAND  
Ve Disneyland… Disneyland Paris’ in Eyfel kulesinden sonra en çok ziyaret edilen alanıdır ve buraya belki 2 gün ayırmak gerekiyordu. Ben bu sebeple buraya gelmedim ancak yine de edindiğim bilgilerle birşeyler yazmak istiyorum. Disneyland Paris’ten yaklaşık 35 dakika uzaklıkta kendi başına bir kasaba gibi ve Avrupa’nın her yerinden hatta tüm dünyadan ziyaretçi akınına uğruyor. Buraya yine metro hattını kullanarak çok rahat bir şekilde ulaşabiliyorsunuz. Etrafında otelleri, restaurantları ve kendi bünyesinde film platoları mevcut. Giriş ise 60 Euro civarı ve biletleri internet sitesinden bulabilirsiniz. Eğer Paris’ e bir gün yine yolum düşerse ilk hareket noktam burası olacağına emin olabilirsiniz.
 
Paris bilindiği gibi her yıl verilen bilgilere göre halen dünyanın en çok ziyaret edilen şehridir ve her sene milyonlarca turiste ev sahipliği yapmaktadır. Her bir detayı gerçekten tarih kokmakta olan bu şehir aynı zamanda sanata ve sanatçıya verdiği önemle de apayrı bir yer tutar. Disneyland ise Paris için apayrı bir turistik ziyaret bölgesidir ve burası içinde apayrı bir zaman gerekmektedir. Paris’in benim için özel bir yer olarak ta gezi rotalarımdaki yerini aldığı için çok mutluyum. Çok özel Eyfel kulesi fotoğrafları ise artık benim unutulmazlarım arasında yer alacaktır. Normalde ben bir şehri daha çok yaşayıp daha çok vakit geçirirdim ve bu kadar hızlandırılmış bir tur yapmazdım. Ancak Avrupa turu, otobüsler, metrolar, hızlı trenler, yollar ve şehirler beni o kadar çok yormuştu ki,  Paris benim için hızlandırılmış bir şehir turu oldu. Umarım Paris’i ziyaret edecekler programlarına Disneyland turunu da katarak bir program yaparlar ve daha çok eğlenirler. www.gezenkelebek.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder